Aziz Sancar: Türkiye'nin bana gösterdiği ilgi 10 Nobel'den daha önemli

Aziz Sancar: Türkiye'nin bana gösterdiği ilgi 10 Nobel'den daha önemli

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Türkiye'nin gösterdiği sevginin 10 Nobel'den daha önemli olduğunu belirterek, "Çünkü, 85 milyon insan, benim bu yaptıklarımı Türkiye'nin başarısı olarak algıladığımı biliyor." dedi.

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) Ankara'da yapımı tamamlanan, içerisinde bilim ve sanat eğitim merkezi (BİLSEM), anaokulu, fen lisesi ve öğrenci pansiyonu bulunan eğitim kampüsüne adı verilen Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, yarın düzenlenecek açılışa katılmak üzere geldiği Ankara'da, sorularını yanıtladı.

Hem Türkiye'de hem de büyük Türk dünyasında birçok eğitim, araştırma ve sağlık kurumuna adının verildiğini ifade eden Sancar, "Bu benim için büyük bir onur. Ankara'da açılan Aziz Sancar Eğitim Kampüsü, bunların en büyüğü ve inşallah Türk bilimine en fazla faydası olacak bir girişim. Hem de kampüs Başkent'te olunca ve açılışa davet edilince 'gelirim' dedim." diye konuştu.

Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki bir Anadolu lisesine adının verildiği haberini aldığında duyduğu memnuniyeti dile getiren Sancar, eniştesinin köy enstitüsü mezunu olduğunu ve Bismil'de öğretmenlik yaptığını belirterek, "O bakımdan Bismil hakkında benim çok güzel hatıralarım var. Bismil'de bir Anadolu lisesine adımın verileceği haberi beni çok sevindirdi. Onun sevinci başka, bunun sevinci başka oldu." ifadesini kullandı.

"Türkiye'de benim bildiğim kadarıyla Aziz Sancar Eğitim Kampüsü gibi bir eğitim kampüsünün benzeri yok." değerlendirmesini yapan Sancar, kampüse ve adının verildiği diğer merkezlere ilişkin şöyle konuştu:

"Ülkem bana çok büyük onur veriyor. Bu benim için önemli. Yani tarif edemem. Biliyorsunuz Nobel ödülünü DNA onarımı için üç kişi almıştık. Yani öteki iki arkadaşımın adına benim bildiğim kadarıyla hiçbir eğitim veya öğretim merkezi yok. Benim bütün Türkiye sathında Iğdır Anaokulundan tutun İzmir'de ortaokula kadar adımın verildiği merkezler var. Tabii Başkent'teki en büyük eğitim merkezi olacak. Milletimin beni takdir etmesi tabii beni çok duygulandırıyor. Umarım bunu duyan gençlerimiz de bundan bir ders alır; bizim milletimiz bizim devletimiz vefakardır, eğer bu ülkeye faydalı bir şey yaparsanız veya bir şey yaptığınızda ülkenizi unutmazsanız, bu ülkeden verdiğinizden fazlasını alacaksınız.

Türkiye'nin bana yaptığı, 10 Nobel'den daha önemli daha fazladır, beni daha çok tatmin etmiştir. Çünkü, 85 milyon insanın sevgisi, herkes benim Türkiye'yi sevdiğimi, Türkiye'ye hizmet ettiğimi Türkiye'ye kıymet verdiğimi, bu yaptıklarımın kendi başarılarım değil Türkiye'nin başarısı olarak algıladığımı biliyor. Ben doğru; araştırmalarımı ABD'de yaptım ama ben bilimsel olarak burada (Türkiye'de) yetişmiştim, bilimsel metodu ben Türkiye'de öğrendim. Türkiye'ye gelmek üzere ABD'den ayrıldığım gün, Ahmet Gül adında Türk profesör arkadaşım bana hocam Muzaffer Aksoy'un biyografisini gönderdi. Muzaffer Aksoy, bana bilim yapmayı öğreten hocaydı. Benim iç hastalıkları hocamdı ve arabalarda kullanılan kimyasal madde olan benzinin kanser yaptığını keşfeden insan oydu ve Amerikan Meclisi'nde bu konuda bilirkişi olarak onu çağırdılar. Yani Muzaffer Hoca harika bir bilim insanıydı ve ben bilimi ondan öğrendim. ABD'ye gittiğimde bilim nasıl yapılır biliyordum. Burada imkanlarımız yoktu ama bilim, deney ve kontroller nasıl yapılır bunların hepsini ondan öğrendim."

Sancar, kendisine bu onuru ve mutluluğu layık gören Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine ve eğitim kampüsüne adının verilmesine ilişkin açıklamayı yapan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e müteşekkir olduğunu söyledi.

Keşke 25 yıl önce alsaydım

Sancar, Türk araştırmacıları ve eğitim kampüsünde yürütülecek AR-GE faaliyetlerine desteğinin sorulması üzerine, "Keşke bu Nobeli 25 yıl önce alsaydım. 75 yaşındayım artık seyahat zor." değerlendirmesi yapan Sancar, bir bilim merkezinin uzaktan yürütülmesinin imkansız olduğunu ancak elinden geldiğince Türkiye'deki bilimsel çalışmalara ve Aziz Sancar Eğitim Kampüsü'ne uzaktan da olsa destek vermeye çalışacağını ifade etti.

Sancar, "Türkiye'deki hocalar, bana danışır, benimle 6 ay-1 yıl çalışır o olabilir. TÜBİTAK bir program yaptı, bana postdoc yani doktora sonrası araştırmacı gönderecekler. Geliştirdiğimiz çok yeni metotlar var. Şimdi dünyada Piri Reis Haritası dediğim metodu, bütün dünyada benim öğrencilerim Çin, Kore, Türkiye'de kullanıyor. Çünkü onlar öğrendiler, başkaları kullanamıyor. İnşallah Türk öğrenciler geldiğinde onlar öğrenir Türkiye'ye getirirler, aynı metodu kullanırlar ya da yeni metotlar geliştirirler." şeklinde konuştu.

Aziz Sancar, adını taşıyan Bismil'deki okulun öğrencilerini ağırladı

Sancar, verdiği röportajın ardından Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde yeni açılan Aziz Sancar Anadolu Lisesinin 9. sınıf öğrencileri ile bir araya geldi, sorularını yanıtladı.

Sancar, "Umarım hepiniz üniversiteye gidersiniz. Bazılarınız da moleküler kimya okursunuz. O zaman sizin kitaplarınızda benim en az üç buluşum olacak. Benim keşif yapmamın ölçülemez bir değeri var. Benim için itici güç bu." diye konuştu.

Eğitim aldığı Mardin Lisesinden 5 profesörün çıktığını belirten Sancar, kendisinin bilim insanı olmasında tüm öğretmenlerinin etkisi olduğunu ifade etti.

Bu arada Sancar'a ABD'deki ofisinin duvarına asmak üzere istediği Bismil'deki Aziz Sancar Anadolu Lisesinin fotoğrafı hediye edildi.

Sancar, Ankara'da "manevi kızım" diye hitap ettiği KKTC Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı Tıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı ile de görüştü.

Serakıncı, Bismil'den gelen öğrencilere, "Azmedersek çalışırsak nereye gelebiliriz bunun en güzel örneği Aziz Hoca." değerlendirmesinde bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise Aziz Sancar Eğitim Kampüsü ile ilgili yaptığı açıklamada, kampüsün AR-GE merkezi olarak tasarlanacağını ve lise düzeyindeki tüm öğrencilerin bilimsel yaşama adım atacak araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunabilmelerini sağlayacaklarını belirtti.

"Biyolojik saatle ilgili bazı yayınlar insanları çok yanılttı"

Sancar, bu konuda hem ABD hem Fransa'dan çok yayın yapıldığını aktararak, şöyle devam etti:

"Bu kanser ilacını şu saatte versen, bu kanser ilacını sabah versen, bunu akşam versen 10 fark daha iyi netice alırsın diye... Ama onlar doğru çıkmadı ve insanları çok yanılttılar. Onlar da bilim adamı fakat bilim adamının da sorumlu olması lazım. Doğru dürüst kontrol yapmadan yani gelişigüzel bilim yapmamaları lazım. 'Bu çalışmalar yanlış ve yaymayın.' dedik. Çünkü bu konuda çalışan insanlar en az 5-6 kişi var, fakat biyolojik saat konusunda çalışan yüzlerce kişi var. Onlar, kanserle ilgili makaleyi okuyor, ayrıntılarını bilmiyor, o adamın söylediğini aynen tekrarlıyor. İyice inceleyip bu doğru mu yanlış mı bakmıyor. Bilim demek bir deneyin tekrarlanabilmesi demektir, bir deney tekrarlanamazsa bilim değildir. O bakımdan Türkiye'den bana çok e-mail, mektup gelir, 'hocam ben bir ilaç buldum, kanseri tedavi ediyor' filan diye. Kardeşim sen bunun kontrolünü yaptın mı? Kaç kişi tedavi edildi, vermezsen kaç kişi öldü, verdiğinde kaç kişi kurtuldu? Bilim budur ve biyolojik saatte o sorun oldu."

Bu konudaki bazı yayınlarda, "Bağırsak kanserlerinde sabah şu ilacı versek, akşam şu saatte ilacı versek yüzde 28 tedaviye faydası oluyor." denildiğini aktaran Sancar, "Adam namuslu bir dereceye kadar, bu erkeklerde oluyor, aynı rejimi kadınlarda verince kadınların daha erken ölümüne sebep oluyor ama onu derlemelerde yazmıyor. Derlemelerde herkes, erkeklerdeki pozitif etkiyi söylüyor ama kadınları öldürdüğü söylenmiyor. Bu konuda yaptığımız bir derleme, Science Magazin'de çıktı. Editöre telefon ettim, bu gibi yanlışlıklar var, millete yanlış bilgiler veriliyor, bunu düzeltmemiz lazım dedim." diye konuştu.

Sancar, aralıkta yayımladıkları son makalelerinde bağırsak kanserini farelerde büyüttüklerini, sisplatin isimli ilacı verdiklerini ve farelerin normal ve kanserli dokularındaki tahribatı karşılaştırdıklarını belirterek, "Şimdi farelerde tabii normal dokularda, sirkadiyen saat ile onarım gün içinde azalıp yükseliyor fakat farelerde ürettiğimiz insan kanserleri bütün gün aynı şekilde öldürülüyor. O bakımdan onu kullanarak sisplatin ilacının daha etkili saatlerini bulmaya çalışıyoruz." dedi.

İnsanda araştırma yapmak için yüzlerce gönüllünün gerektiğine işaret eden Sancar, bunun için izin almanın kolay olmadığının altını çizdi.

Kansere ilişkin son çalışmasını ilk kez duyurdu

Aziz Sancar, çok yeni bir çalışmasını da ilk kez duyurarak, "Türkiye'ye gelmeden bir gün önce çok yeni bir şey keşfettik. Bu bilimsel, temel bir araştırma metodu, yani kanseri tedavi edecek değil ama bizim için bir bilim insanı olarak çok heyecan verici bir gelişme." dedi.

Çalışmasının kanser tedavisine bir etkisinin olup olmayacağının sorulması üzerine Sancar, "Her şey kanser tedavisinde kullanılabilir. Bu çalışma DNA onarımı ile ilgilidir ve yeni bir metottur ve onu ben Türkiye'ye bir yıl içinde aktarabileceğim." dedi.

Yaptığı bu çalışmanın makalesi henüz yayımlanmadığından detaylı bilgi paylaşmasının doğru olmayacağını dile getiren Sancar, "Neticeyi ABD'den ayrıldığım günden bir gün önce aldık. Öğrencim, çocuğu olmuş ve hastaneden çıkmıştı, biliyordu Türkiye'ye gelmeden önce neticeyi görmek isteyeceğimi. Onun için evde oturmuş, bilgisayarla dataları araştırmış ve hemen bana gönderdi. 'Türkiye'ye gideceksin ve merak edeceğini biliyorum, sonuçları bilmeni istiyorum.' dedi." ifadelerini kullandı.

AA

TRT TÜRK Facebook’ta
TRT TÜRK Youtube’da
TRT TÜRK Twitter’da
TRT TÜRK Instagram'da